Kırmızı Pazartesi



 Kırmızı Pazartesi Gabriel Garcia Marquez'in 1981 yılında yazdığı ve 1982 yılında Nobel ödülü aldığı çok başarılı bir öykü. Ancak kitabın sonunda kafamda bazı soru işaretleri kaldı ben de bunun üzerine gidip oradaki insanlarla konuşmak istedim. Önce cinayeti işleyen Pablo ve Pedro Vicario'yla konuşmak istedim. Şuan yanımda onlar var.

Ben: Neden bu cinayeti işlediniz?
Pedro: Çünkü ortada bir namus meselesi vardı, kardeşimizin namusu.
Ben: Peki nasıl  bunun bir namus meselesi haline geldiğini anladınız? Ve Santigo'nun suçlu olduğuna nereden karar verdiniz?
Pablo: Kız kardeşimizin düğün gecesiydi.. Hepimiz eğlencemize devam ederken damat kız kardeşimizi eve götürdü. Malum.. ilk geceleri. Ancak bundan birkaç saat sonra damat Angela'yı eve geri getirmiş. Biz eve geldiğimizde Angela'yı evdeydi. Annem olanları öğrenince Angela'yı dövmüş. Odasına gittim, kapıyı çaldım, bunun sorumlusunun kim olduğunu sordum. Başlarda söylemek istemedi sonrasında ise; "Santigo Nasar" diye fısıldadı.
Ben: Peki nereden emin oldunuz Santigo Nasar olduğuna? Belki de aşığını korumak istemişti kız.
Pedro: Bizim kardeşimiz öyle şey yapmaz.
Ben: Peki tamam sakin olun lütfen. Nasıl öldürdünüz Santigo'yu?
Pablo: Bıçakla. Kasap bıçaklarımızla.
Ben: Peki sizce hak ediyor muydu Santigo ölmeyi?
Pablo: Ben aslında çok inanmamıştım ama üzerimizde bir yük vardı. Birini öldürmek zorundaydık. Santigo'nun adını verince Angela biz de onu günah keçisi seçtik. Aslında çok istememiştik onu öldü..
Pedro: Sus Pablo! O adam hak etmişti ölmeyi!
Ben: Pablo açıklar mısın neler olduğunu?
Pablo: Ben öldürmek istemiyordum Santigo Nasar'ı ama yapmamız gereken şeyler vardı. Bu yüzden haber verdik herkese. Belki durdururlar diye. Ama kimse durdurmadı. İnanmadılar sanırım.
Ben: Yani öldürmek istemiyor muydunuz?
Pablo: Öldürmek istemiyorduk ama... İnsanlar ne derdi?
Ben: Peki, teşekkürler.

Pablo içinden gelenleri dürüstçe söylese de Pedro hala kendine itiraf edemiyordu. Askere gittikten sonra bu hale geldiğini duymuştum zaten. Bu cevaplar kafamda bazı cevapların oluşmasında yardımcı oldu ama tam cevabı aldığım da söylenemez. Bir de gidip Angela Vicario ile konuşmalıyım sanırım.

Ben: Meraba Angelo. Seninle Santigo Nasar'ın cinayeti hakkında konuşmak istiyorum.
Angela: Tabii.
Ben: Bana o geceyi anlatır mısın?
Angela: O gece benim düğün gecemdi. Düğünden sonra Bayardo beni eve götürdü. Herşey hazırdı. Onu öğrendiğim tekniklerle kandıracaktım. Ama o an istemedim. Onu kandırmak istemedim. Ve yapmadım. O da anlayınca çok sinirlendi ve beni eve gönderdi. Annem olanları öğrenince bir güzel dövdü beni. E, hakkı da var kadının. Orada ağlarken dayak yediğim için mi ağladım, yoksa Bayardo'yu kaybettiğim için mi bilmiyorum. Ama ikisi de olabilir. Sonra abilerim geldi benden kim olduğunu söylememi istediler. Ben de Santigo'yu söyledim.
Ben: Peki Santigo muydu gerçekten? Sakladığın biri var mı?
Angela: Tabii ki de hayır. Santigo'ydu.
Ben: Peki seviyor muydun Bayardo'yu?
Angela: Evet, hem de çok. O gitikten sonra çok ağladım. Onlarca mektup yazdım ona. Yolladım ama hiç cevap gelmedi. Ta ki geçen yıl beni gelip alana kadar. Şuan çok mutluyuz.
Ben: Teşekkür ederim olayı anlattığın için.

Angela'yla da konuşup olayın onun açısından olan kısmını öğrendim. Sorumlu kişinin Santigo olduğu konusunda bu kadar kesin olması bana garip gelse de bunu Santigo'ya soramayacağım için malesef araştırmamı burada kesmek durumundayım. Umarım olabildiğince insanların bakış açıları konusunda bir fikire sahip olmuşsunuzdur.

1 yorum:

  1. SENACIM BU BLOG İÇİN SENİ TEBRİİK EDİYORUM. BAŞARILARININ DEVAMINI DİLİYORUM. ANNENLERE SELAM SÖYLE GÜZEL KIZIM

    YanıtlaSil